Embriyoloji : Intrauterin hayatin ilk bir kaç haftalik döneminde, embriyo ve
iliskin yapilar su sekildedir:
Arkada genis bir amnion kesesi, bunun hemen
önünde embriyo ve onun da önünde yolk kesesi vardir. Karin ön duvari intrauterin
hayatin 4. haftasinda gelismege baslar. Bu dönemde, embriyonun öne dogru
kivrilmasiyla birlikte arkadaki amnio zari embriyoyu etraftan öne dogru sarar ve
embriyonun önündeki yolk kesesini sikistirir. Embriyonun öne dogru kivrilmasi ve
yolk kesesinin sikistirilmasi sonucu yolk kesesi üst ve alt olarak iki bölüme
ayrilir. Üst bölümün öndeki kese kismi vitellin arter ve venini olustururken,
arkadaki sap kismi orta barsagi (mid gut) olusturur. Yolk kesesinin alt
bölümünde ise, öndeki vücut sapi (body stalk) kismi umbilikal ven ve arterleri
olustururken, daha gerideki kismi arka barsak (hidgut) ve sonradan mesaneyi
olusturacak olan allantoisi olusturur. Yolk kesesinin orta barsakla iliskide
olan vitellin kanali (omfalomezenterik kanal) ile alttaki vücut sapindan gelisen
umblikal damarlar, sonradan birbirlerine yaklasip yapisarak göbegi
olustururlar.
OMFALIT : Sinüs seklinde bir konjenital kalinti, kord
kalintisi veya ektopik doku varliginda, kötü hijyen veya hastane enfeksiyonlari
sonucunda gelisir. Lökal sepsis gelisebilir. Göbekte hafif bir eritemden,
sellülit veya ciddi sepsise kadar ilerleyebilir. Gecikmis tedavi nedeniyle
portal ven trombozu görülebilir. Bu nedenlerle tani konulur konulmaz kültür
sonucuna göre ciddi tedavi gerekir. Konjenital bir kalini var ise cerrahi
eksizyonu gerekir. Bazan saglikli bir bebekte de ciddi omfalit gelisebilir.
Siklikla klostridiumlarin yol açtigi enfeksiyon göbek disina yayilarak çevre kas
ve fasiyalarin nekrozuyla sonuçlanabilir ve mortalitesi yüksektir. Parenteral
ciddi antibiyotik tedavisi ve nekrotik dokularin çikarilmasi biçiminde debritman
gerekir.
UMBILIKAL GRANÜLOM : Göbegin düsmesinden sonra, göbek çukurunda
bir kaç mm çapta pembe kirmizi renkte ve yumusak bir kitle görülebilir ki bu
umbilikal granülomdur. Göbekte sulanmaya, çevre ciltte sislige ve kizarikliga
neden olur. Küçük granülomlar 1-2 kez gümüs nitrat tatbiki ile yapilan
koterizasyonla kolaylikla tedavi olur. Büyük granülomlarda eksizyon ve tabanin
koterizasyonu gerekir.
UMBILIKAL POLIP : Göbek düstükten sonra göbek
çukurunda kiraz kirmizisi renginde nodül biçiminde kirmizi bir kitle olusabilir
ki bu umbilikal poliptir. Polip içinde siklikla vitellin kanali kalintisi olarak
barsak mukozasi veya nadiren mide mukozasi bulunur. Umbilikal granülomla sik
olarak karistirilir. Gümüs nitrat koterizasyonu ile geçmeyince umbilikal polip
oldugu anlasilir ve eksizyonla cerrahi olarak tedavi edilir.
UMBILIKAL
FISTÜL : Dogumdan sonraki ilk haftalarda göbegin düsmesi ile birlikte göbekten
akinti gelmesi degisik sebeplere bagli olabilir. Intrauterin hayatin erken
haftalarinda göbek ile ortabarsak arasinda bir iliski vardir ve bu kanala
vitellin kanali veya omfalomesemterik kanal denilir. Vitellin kanali intrauterin
hayatin 7. haftasinda kaybolur. Bazan vitellin kanalinin artiklari kalabilir ve
umbilikal fistül, sinüs, kist, polip, bant ve Meckel divertikülü ile
sonuçlanabilir. Vitellin kanali kaybolmaz ve tam olarak açik kalirsa vitellin
kanal açikligi denilir ve dogumdan sonra göbekten ileum kapsami biçiminde
intestinal kapsam gelir. Bazan ileumun bir kismi göbekten disari prolabe
olabilir hatta strongule olabilir. Göbekteki delikten kontrast madde verilerek
çekilen filmde kontrast maddenin barsaklara geçtigi görülerek kesin tani
konulur. Rezeksiyon ve anastomoz ile tedavi edilir. Intrauterin hayatta göbek
ile mesane arasinda urakus adi verilen bir iliski bulunur ve bu iliski
kaybolmazsa urakus açikligi ortaya çikar. Bu durumda göbekten idrar gelir.
Göbekteki açikliktan steril kontrast madde verildiginde mesaneye gittigi
saptanirsa tani konulur ve cerrahi eksizyon ile tedavi edilir.
UMBILIKAL
SINÜS : Göbekten pürülan bir akinti geldiginde genellikle umbilikal sinüs akla
gelir. Vitellin kanalinin barsak tarafinin kapanmasi göbek tarafinin açik
kalmasi ile olusan sinüse vitellin kanal sinüsü denilir. Mesane ile göbek
arasindaki açiklik olan urakusun mesane tarafinin kapanmasi göbek tarafinin açik
kalmasi ile olusan sinüse ise urakal sinüs adi verilir. Umbilikal ven ve
arterlerin kalintilarina bagli olarak da umbilikal damar sinüsleri görülebilir.
Sinüs olarak görülen delikten verilen kontrast madde karin içine dogru gidiyor
ve kör olarak sonlaniyorsa vitellin kanal sinüsü; mesaneye dogru gidiyor ve kör
olarak sonlaniyor ise urakal sinüs tanisi konulur. Kontrast madde göbekten
asagiya ancak saga veya sola dogru gidiyorsa umbilikal arterlerin kalintisi,
göbekten karacigere dogru gidiyorsa umbilikal ven kalintisina bagli sinüsler
akla gelir. Tüm bu sinüslerde erken cerrahi eksizyon yapilmalidir. Aksi halde bu
sinüslerin enfeksiyonlari yenidoganda sepsis ve ölüm ile
sonuçlanabilir.
UMBILIKAL KITLELER : Göbek seviyesinde veya göbegin hemen
arkasinda karin içine dogru bir kistik kitle varliginda vitellin kanal kisti
akla gelir. Vitellin kanalinin göbek ve barsak tarafinin kapanmasi ve orta
kismin açik kalmasi sonucunda gelisir. Göbek alt tarafinda göbek ile mesane
arasinda bir kistik kitle varliginda urakus kisti düsünülür. Urakus kalintisinin
mesane ve göbek tarfinin kapanmasi, ara kismin kapanmamasi sonucu urakus kisti
olusur. Her iki kist de eksize edilerek cerrahi olarak tedavi edilir. Vitellin
kanal kistinin ve urakus kistinin enfeksiyonu apselere yol açar. Agrili ve
hassas bir kitle halini alir. Çocuk ve eriskin yaslarda ortaya çikabilir. Apse
rüptüre olursa peritonite yolaçabilir. Önce drenaj sonra eksizyon veya dogrudan
eksizyon yapilarak tedavi edilirler. Göbekte vasküler malformasyonlara, ektopik
karaciger dokusuna bagli kistler veya dermoid kistler de görülebilir. Nadiren
urakus adenokarsinomu da görülebilir.